IMF Raporunda Türkiye'den "En Neşeli Fakirleşen Ülke" Olarak Bahsedildi mi?

İddia metni şöyle:

-->  IMF Raporunda Türkiye’den “en neşeli fakirleşen ülke olarak bahsedildiği” iddiasının kaynağı, mizah ve parodi amaçlı haber içerikleri üreten Zaytung’un 2019 tarihli bir haberi.

--> IMF’nin Türkiye’ye dair hazırladığı rapor ve yayınlarda böyle bir ifade bulunmuyor.

2019, bir anlamda Türkiye’de giderek derinleşecek olan hayat pahalılığının ilk sinyallerinin alındığı yıl oldu. Enerji ve gıda fiyatlarında ani yükselişlerin yaşandığı bu yıl aynı zamanda işsiz sayısında rekorların kırıldığı bir yıldı. 2019, Merkez Bankası para politikalarında 2023 seçimlerine dek aralıklı olarak sürecek olan faiz indirimi kararlarının da başlangıcıydı. Dolayısıyla 2019’un özellikle son çeyreği boyunca sosyal medya ve haber platformlarında “hayat pahalılığı” ve “ekonomik kriz” temaları yaygın olarak işlendi. 

Mizah ve parodi haber içerikleriyle tanınan Zaytung’un da 2019’da yaptığı içeriklerin önemli bir kısmını “pahalılık” teması oluşturdu. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) bir raporunda Türkiye’den “en neşeli fakirleşen ülke” olarak bahsettiği iddialarının kaynağı da Zaytung’un bu minvaldeki içeriklerinden bir tanesi. 

Zaytung’un dolaşıma soktuğu bu parodi haber, sosyal medyada kısa sürede viralleşen bir gönderi haline geldi. Espri birçok kullanıcı tarafından gerçek olduğu vurgusuyla tekrar paylaşıldı. 

İddianın bir olguya dayanıp dayanmadığı IMF Raporları incelenerek de araştırılabilir. Bu haberin dolaşıma girdiği 2019’dan itibaren IMF’nin Türkiye hakkında hazırladığı raporlarda bu veya buna benzer bir ifade geçmiyor. 

IMF’nin Türkiye’ye dair 18 Ağustos 2023 tarihli son raporunun ayrıntıları ise şöyle: 

“İcra Direktörleri personel değerlendirmesinin ana hatlarına katılmışlardır. İcra Direktörleri, canlandırıcı politikaların ve dinamik bir özel sektörün katkısına dikkat çekerek, Türkiye'yi salgından sonra kaydettiği kayda değer toparlanma için takdir etmişlerdir. Ancak, büyümeyi canlandıran politikalar kırılganlıkları da artırmıştır. Direktörler, 2021'in sonlarındaki politika faizi indirimlerinin lira üzerinde önemli bir baskıya yol açtığını ve bu baskıları hafifletmeye yönelik tedbirlerin, yardımcı olmakla birlikte, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının temel nedenlerini ele almadığını, liranın 2022'nin büyük bir bölümünde baskı altında kaldığını, enflasyonun son yılların en yüksek seviyelerine ulaştığını ve çekirdek rezervlerin son derece negatif kaldığını belirtti. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin yayılma etkileri de Türkiye'nin dış dengesizliklerini daha da kötüleştirmiş ve enflasyon baskılarını artırmıştır.

Yüksek enflasyonun yerleşik hale gelme riski karşısında Direktörler, merkez bankasının bağımsızlığını güçlendirecek adımlarla birlikte hızlı ve büyük faiz artışlarına ihtiyaç olduğunu vurgulamışlardır. Ayrıca, politika faiz oranının birincil para politikası aracı olarak hareket etmesine izin vererek, düzenleyici tedbirlerin dikkatli bir şekilde aşamalı olarak kaldırılmasının önemini vurgulamışlardır. Direktörler, yetkililerin koşullar elverdikçe uluslararası rezervleri yenileme hedefini memnuniyetle karşılamışlardır.”