Katkıda Bulunanlar:
Resul Kunt
Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti’nin onuncu, Kurtuluş Savaşı’nın on beşinci yıl dönümünde şöyle seslenmişti: “Yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.”
“Muasır medeniyet” ne demek, onun üzerinde olmak ne demek tartışmaları sürüyor fakat bu hedef mutlaka çağdaş uygarlıklar seviyesinin üzerinde olmak, çağı yakalamak anlamlarını barındırıyor.
Dünya savaşında yenik düşmüş, pek çok noktada çağının gerisinde kalmış bir imparatorluğun üzerinde, hızla yenilikçi devrim ve hedefler üzerine kurulan Cumhuriyetin “muasır medeniyeti yakalamak” hedefi ne durumda? Geçen 100 yılın ardından bugün, Türkiye Cumhuriyeti çağdaşları karşısında nerede duruyor? Erişime açık veriler üzerinden bir bakış sunuyoruz:
Kıyası, temel göstergelerin her birinde, en güncel ölçümde ilk 10’da yer alan ülkelere göre yaptık. İlk 10 ülkenin ortalamasını, endeksin tüm bileşenlerinin ortalamasını ve Türkiye’ye dair son verileri tablolaştırdık. 
Göstergeleri, bir ülkenin “gelişmiş” olarak kabul edilmesine dair fikir birliğine varılan bazı parametreleri baz alarak kategorize ettik. 
Ar-Ge Yatırımlarına Ayrılan Pay
Çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak ve aşmak hedefi, bir anlamda inovasyon ve teknolojiye dayalı yatırımlar yapılması gerektiği anlamına geliyor olmalı. Türkiye’nin bu konuda yatırımlarını görebileceğimiz önemli göstergelerden biri, OECD ülkeleri arasında hesaplanan, Gayrisafi yurtiçi harcamalar arasında Ar-Ge’ye ayrılan pay yüzdeleri. 
Show more

Türkiye özellikle son yıllarda bu alanda yatırımlarını artırmış olsa da, GSYİH içinden yatırımlara ayrılan pay bazında ilk sıralarda yer almıyor ve oranı OECD ülkeleri ortalamasının da hayli altında. Ar-Ge harcamalarına en çok pay ayıran ilk on ülke; İsrail, Güney Kore, İsveç, ABD, Tayvan, Belçika, İsviçre, Japonya, Avusturya ve Almanya.
Kişi Başına Düşen Milli Gelir
Kişi başına düşen milli gelir, bir ülkenin milli gelirinin o ülkenin toplam nüfusuna bölünmesiyle elde ediliyor. Gayri safi milli gelir; tüketim, yatırım, hükümet harcamaları ve net ihracat verilerinin toplanması ile elde ediliyor. 
Show more

Bugün, gelişmiş ülkelerin kategorize edilmesinde önemli bir yerde duran kişi başına düşen milli gelir miktarı, gerçek gelir dağılımını gösterebilmekten uzak bir gösterge. Gelir adaletsizliği, bir ülkede adil yaşam standartlarını gösterebilmek için başvurulabilecek bir diğer gösterge:
Gelir Adaletsizliği
Gelir eşitsizliğini ölçme yöntemlerinde ilk sıralarda Gini katsayısı mevcut. Katsayı, 0 ile 1 arasında, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımının bozulduğunu gösteren bir değer. Bütün gelirin tek bir kişi tarafından elde edilmesi durumu, mutlak gelir eşitsizliğini gösteriyor ve bu durum skorda “1” olarak ifade ediliyor. 
Show more

OECD ülkeleri arasında Gini katsayısında en düşük değere sahip ilk on ülke; Slovakya, Slovenya, Belçika, Çekya, Polonya, Danimarka, Avusturya, Finlandiya, Kanada ve Macaristan. Bu ülkelerin skorlarının ortalaması 0,26’ya denk geliyor. Türkiye’nin Gini katsayısındaki son skoru ise 0,41. Güncel verilere göre, Türkiye’de gelir dağılımında en üstte yer alan %10’luk kesimin gelirin %54,5’ini aldığı, en altta bulunan %50’lik kesimin ise toplam gelirin yalnızca %12’sine erişebildiği biliniyor.
İnsani Gelişmişlik Endeksi
İnsani gelişmişlik endeksi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yıllık bazda hesaplanan bir endeks. İnsani gelişmişlik endeksi hesaplanırken sağlık, eğitim ve gelir başlıkları altındaki endekslerin geometrik ortalamasına bakılıyor. Bu endeksler ise; sağlıkta doğumdaki yaşam beklentisi, eğitimde beklenen okuma süresi ile ortalama okul süresi ve kişi başına düşen milli gelir (GNI). 
Show more

2021 yılında son yayınlanan verilere göre Türkiye 0,838 puanla 48. sırada yer almış. Türkiye’nin bulunduğu konum dünya ortalamasının yaklaşık 0,100 puan üzerinde ancak sıralamada yer alan ilk 10 ülkenin HDI ortalamasının yine yaklaşık 0,100 puan gerisinde kalmış. 
Hukukun Üstünlüğü Endeksi
Hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılık, vatandaşların insani bir yaşam sürmesini sağlamak yanında, bir ülkeye yapılan yatırım oranlarından, verilen kredi notlarına kadar, modern dünyada oldukça önemli bir yerde duran bir gösterge. Hukukun üstünlüğü ilkesine dayalı ölçümlerden en sık referans alanlarından biri, World Justice Project’in her yıl yayımladığı “Rule of Law Index”. Endeks, dünya ülkelerini bu ilkeye dayalı bir kıyasa sokuyor. Skorların 1’e yaklaşması demek, seviyenin iyileşmesi anlamına geliyor.
Show more

Endekste ilk 10 ülkenin çoğu Avrupa ülkelerinden oluşuyor; Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Almanya, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Estonya ve İrlanda. İlk 10 ülkenin ortalaması 0,85 iken Türkiye’nin son skoru, 0,41. Endeks ölçümleri arasında Türkiye’nin en az skor aldığı bazı kategoriler ise; hükümet yetkililerinin kanunlara ne kadar uyduğunu gösteren “hükümet yetkililerinin kısıtlanması”, “yolsuzlukların önlenmesi” ve “yönetimde şeffaflık” başlıkları.
Özgürlükler Endeksi
Freedom House tarafından 1973’ten beri özgürlük ve demokrasi raporları hazırlanıyor. Dünya özgürlükler endeksi; 195 ülke ve 15 bölgede saha araştırmaları, sivil toplum kuruluşları raporları, yerel danışmanlar, haber makaleleri ve devlet verileri analiz edilerek ortak bir çalışmayla hazırlanıyor. Her ülke için seçim süreçleri, siyasi çoğulculuk ve siyasete katılım, hükümetin işleyişi, basın ve inanç özgürlüğü, kurumsal ve bireysel haklar, hukukun üstünlüğü gibi olgular ağırlıklı ortalama alınarak özgürlük skoru oluşturuluyor. Ülkeler skorlarına göre özgür, yarı özgür ve özgür olmayan olarak üç ana grupta sıralanıyor.
Show more

Sıralamada ilk 10 ülke 98,2 ortalama ile çoğunlukla Kuzey Avrupa ülkeleri ve Batı demokrasileri. 60.sırada bulunan ABD’nin skoru 83, dünya ortalama skoru ise 55,5. Özgür olmayan ülke grubunda olan ve 147. sırada yer alan Türkiye’nin özgürlük skoru ise 32. Türkiye’nin özgürlük skoru, 2016 yılında 56 ile yarı özgür ülkeler sınıfındayken bu skor 2018 yılında sert bir düşüşle 32’ye gerilemiş ve özgür olmayan ülke olarak sınıflandırılmış. 2018-2023 raporlarında da bu seviyede kalmış.
Kamusal Hayatta Kadınlar
Kamusal hayatta kadın varlığı, hem Cumhuriyetin temel devrim ve ilkelerinin en başında gelenlerinden, hem de bir ülkenin sosyal gelişmişlik seviyesini ihtiva eden en önemli göstergelerinden biri. 
Show more

Türkiye ise bu temel konudaki göstergelerde dünya ülkelerine kıyasla zayıf bir yerde duruyor. OECD ülkeleri arasında Türkiye, kadınların işgücüne katılım oranı ve kadın parlamenterlerin oranını içeren göstergelerde son sıralarda yer alıyor. İşgücüne katılım oranında ilk onda yer alan ülkelerin ortalaması %76,32 iken Türkiye’de bu oran %35 civarında. 
Kadın parlamenterlerin oranında en üst sıralarda yer alan ülkelerde ise aşina olunan “gelişmiş ülkeler” sıralamalarından daha farklı ülkeler var. Bu konuda ilk on ülke sırasıyla Ruanda, Küba, Nikaragua, B.A.E, Yeni Zelanda, Meksika, İsveç, Güney Afrika, Bolivya ve Finlandiya. Bu ülkelerin parlamentolarında kadınların oranı %49,6, tüm OECD ülkeleri arasında kadın parlamenterlerin oranı %33,8, Türkiye’de ise Cumhuriyetin 100. yılında bu oran yalnızca %17,3.