Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu 25 Nisan Salı günkü oturumunda 45’e karşı 113 oyla Türkiye’nin denetim sürecine yeniden alınmasına karar verdi. Böylece Türkiye, denetim altında olan 9 ülkeye (Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna) katılmış oldu. Bu karar hem uluslararası hem de ulusal basında oldukça büyük bir yankı uyandırdı. Hem Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü hem de Dışişleri Bakanlığı kurumsal düzeyde oldukça sert açıklamalar yaptılar. Bu noktada bilgi kirliliğini engellemek için AKPM’yi kurumsal düzeyde inceledik.
Avrupa Konseyi Nedir?
Avrupa Konseyi, sıklıkla Avrupa Birliği ile karıştırılsa da aslında tamamen başka bir kurumsal yapıdır. Avrupa Konseyi (İng: Council of Europe), hükümetlerarası bir kuruluştur. Bu yapı 1949 yılında Londra Antlaşması ile kuruldu. Kurucu ülkeler ise şöyleydi: Belçika, Danimarka, Fransa, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç ve İngiltere. Türkiye de söz konusu anlaşmaya 1949 yılında imza atmış ve böylece kurucu üyeler arasında sayılmıştır. Şu anda Avrupa Konseyi’nin 47 asil üyesi mevcuttur. Kanada, Vatikan, İsrail, Japonya, Meksika ve ABD de gözlemci statüsüyle Avrupa Konseyi’ne dahildirler.

Avrupa Konseyi’nin kuruluşu aslında İkinci Dünya Savaşı’ndan çıkmış Avrupa ülkeleri arasında bir çeşit uzlaştırmacı ve standart belirleyici görevi üstlenecek bir kurum ihtiyacı doğrultusunda olmuştur. Nitekim kuruluş tüzüğünün ilk maddesinde de Konsey’in üyeler arasında birliği ve uyumu teşvik edeceği, bunu da ekonomik ve sosyal gelişmeyi destekleyecek ideal ve prensiplerin oluşturulması ve korunması yoluyla yapmayı hedeflediği belirtilmektedir. Yani Avrupa Konseyi bu haliyle norm oluşturucu ve bu normları koruyucu bir işleve sahiptir. Nitekim bu amaçlarla uyumlu olarak Konsey’in kuruluşundan 1 sene sonra, 4 Kasım 1950’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) imzalanmıştır. Bu Sözleşme ile beraber Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kurulmuştur. Bu mahkemenin amacı sözleşmeden belirtilen hakların korunmasını sağlamak ve denetlemektir.
Üye Ülkeler Egemenliklerini Devrediyor mu?
AİHS’in yürürlüğe girmesi Konsey’in amaçları doğrultusunda attığı en önemli ve somut adım olarak sayılabilir. Zira Avrupa Konseyi üye ülkeleri kendi egemenliklerinden feragat etmeden, Konsey’in üzerinde anlaştığı normlara ve uluslararası sözleşmelere bağlılık beyan ederler. Örneğin AİHS ile kurulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları taraf ülkeler tarafından tanınmakta ve çoğunlukla tazminat olarak belirlenen cezalar ödenmektedir. Ancak AİHM’in yine de üye ülkelerin yasalarını değiştirme gibi bir yetkisi yoktur; üye ülkeler birçok alanda egemenliklerini korurlar. Bu noktada Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği (AB) ile ayrılmaktadır. AB’nin 28 üyesi bulunmakta ve birçok alanda üye ülkeler hukuk sistemlerinden, politikalarına kadar ortaklaşmaktadırlar. Ortak para birimi, ortak pazar, malların ve vatandaşların serbest dolaşımı gibi alanlar örnek olarak verilebilir. Böylece AB üyesi ülkeler, aslında egemenliklerinin bir kısmını AB’ye devretmiş sayılırlar. Avrupa Konseyi’nde ise böyle bir durum söz konusu değildir. Dahası, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği aynı bayrağı kullanmaktadırlar ancak birbirlerinden kurumsal olarak ayrıdırlar. Fakat pratikte, özellikle insan hakları alanında yakın çalışan ve birbirleri ile örtüşen değerleri savunan bu kurumlar arasında yazılı olmayan bir bağ da mevcuttur. Şimdiye kadar hiçbir AB üyesi ülke Avrupa Konseyi’ne üye olmadan AB üyesi olmamıştır.
Avrupa Konseyi’nin norm ve sözleşme ürettiği alanlar arasında hukukun üstünlüğü, insan haklarının korunması, demokrasinin korunması, seçim gözlemciliği, kültürel mirasın korunması, eğitim hakkının korunması gibi konular yer almaktadır. Tüm bu konu başlıklarının altında da bir dizi sözleşme mevcuttur.
Avrupa Konseyi’ne dahil olan bir dizi kurum da mevcuttur. Türkiye’nin gündemine doğrudan giren AKPM de bunlardan biridir. Avrupa Konseyi’nin bazı kurumları ise şöyle:
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM)
Türkiye kuruluşunda itibaren AKPM üyesidir. Şimdiki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 2010-2012 yılları arasında AKPM başkanlığını yürütmüştür.
AKPM - Denetim
AKPM Avrupa Konseyi’nin temel sözleşmesi olan AİHS’in üye ülkeler tarafından uygulanmasını sağlamak amacıyla denetim yetkisine sahiptir. Bu denetim süreci sadece yeni üyeler için değil, tüm üyeler için söz konusu olabilir. Nitekim Türkiye’nin yeniden denetim altına alınması kararı da iki raportörün hazırladığı görüş aracılığıyla gündeme gelmiştir. Türkiye ile ilgili verilen “yeniden denetim altına alınma kararı” bir ilktir. Çünkü Türkiye 2004 yılında denetimden çıkarılmış ve statüsü “denetim-sonrası diyalog” düzeyine çıkarılmıştır. Şimdiye kadar bu düzeyde Türkiye ile birlikte 3 ülke daha vardı: Bulgaristan, Monako, Makedonya. 25 Nisan’da verilen bu karar, Türkiye için Avrupa Konseyi standartlarına göre geriye gidiş anlamı taşımaktadır. Ayrıca bu şekilde statüsü düşürülen, yani yeniden denetim altına alınan ilk ülke de Türkiye olmuştur.
Denetim altındaki ülkeler: Raportörlerin düzenli ziyaretlerde bulunduğu ve yetkililerle görüş alışverişinde bulunduğu ülkeler. Bu ülkelerin durumları AKPM toplantılarında değerlendirilmektedir. Ülkeler: Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan, Türkiye ve Ukrayna
Denetim-sonrası diyalog sürdürülen ülkeler: Denetim altında olma hali sona eren, gelişme gösteren ülkelerdir. Bu ülkeler üzerinde daha gevşek bir izleme süreci devam eder, yalnızca kısıtlı sayıdaki konu izlemeye tabidir. Ülkeler: Bulgaristan, Monako ve Makedonya.
Diğer ülkeler için ise her 5 ila 6 yılda denetim süreci işletilir, ülkenin Avrupa Konseyi’nin şartlarına, en yüksek düzeyde demokrasi ve insan hakları standartlarına uyumu değerlendirilir.
Kaynaklar
Dışişleri Bakanlığı Bilgilendirme Sayfası Avrupa Konseyi Tüzüğü Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) AKPM Denetim Süreçleri