İddia şöyle;

İklim kanunu Mecliste onaylanırsa mal varlıklarına el konulacak, sokağa çıkma yasağı uygulanacak, seyahat özgürlükleri kısıtlanacak, gıdayla ilgili yasaklar gelecek ve yapay gıdalar tüketilecek, sosyal kredi sistemi ile özgürlükler kısıtlanacak.

Bir Instagram kullanıcısı tarafından 3 Ekim 2023 tarihinde yapılan paylaşımda İklim Kanunu Mecliste onaylanırsa zorunlu olarak tüm mal varlıklarına el konulacağı, sokağa çıkmak ve şehirlerarası seyahat etmek isteyenlerin izne tabi tutulacağı, kredili sosyal hayat sisteminin getirileceği ve market alışverişlerinin bu krediye bağlı olarak yapılabileceği, hayvancılığın ortadan kaldırılarak yapay et ve böcek tüketileceği iddia edildi.
İddia YANLIŞ
İklim kanunu teklif metni henüz kamuya açıklanmadı. 
Paylaşımdaki liste anayasal güvence altında olan mülkiyet ve seyahat özgürlüğünün ortadan kalkması gibi abartılı maddeler içeriyor. 
İklim Kanunu teklifinde sosyal kredi sistemiyle veya yapay et ve böcek tüketimiyle ilgili bakanlık çevreleri tarafından yapılan bir açıklama yok.
İklim Kanunu Tartışmaları
Türkiye 2016 yılında imzaladığı ve dünya yüzeyi sıcaklığını sınırlandırmak için tedbirler öngören Paris Anlaşması’nı farklılaştırılmış sorumluluklar kavramı çerçevesinde yapılan ülke kategorilendirmesinde Türkiye’nin pozisyonundaki belirsizlik yüzünden TBMM’de uzun süre onaylamamıştı. Tarafların uzlaşıya ulaşmasıyla 6 Ekim 2021’de anlaşma mecliste kabul edildi. Türkiye 2053’te net sıfır emisyon hedefi için eylem planları hazırlamaya başladı. Bu hazırlıkların yasal alt yapısını oluşturacak İklim Kanunu hazırlıkları ilgili haberlere 2022 yılından bu yana  rastlamak mümkün. Eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Murat Kurum, ağustos ayı sonunda yaptığı açıklamada yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte İklim Kanununun Çevre Komisyonu ile görüşüldükten sonra Meclisin onayına sunulacağını ifade etmiş. 
Meclis Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, İklim Kanunu ile ilgili olarak eylül ayında AB üye ülkeleri ve çeşitli ülkelerdeki iklim yasalarının örnekleri araştırılmış. İncelenen ülkelerde sera gazı emisyonlarını azaltma hedefleri, devlet bünyesinde veya bakanlığa bağlı oluşturulacak bağımsız bir komisyon, parlamentoların iklim politikası takibi gibi uygulamalar incelenmiş. Sunulacak İklim Kanunu teklifinin bu örneklerle benzer şekilde hazırlandığı anlaşılıyor. Bu gelişmelerin dışında kanun teklifinin maddeleri ve hangi tarihte meclise sunulacağı henüz kesinleşmemiş. 
İklim kanunuyla ilgili tartışmalar gündemde yer almaya başlarken kanuna karşı olan gruplar da sesini yükseltiyor. Yeniden Refah Partisi (YRP) ve Vatan Partisi’nin başını çektiği kampanya iklim değişikliğinin abartıldığını ve bunun küresel bir oyunun parçası olduğu gibi görüşlerle kanun görüşmeleri öncesi kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan resmi X hesabından yayınladığı videoyla iklim değişikliği konusunda görüşlerini açıklamıştı. Kurumsal eleştiriler haricinde sosyal medya platformlarında iklim değişikliğiyle ilgili birçok komplo teorisi de paylaşılıyor. 
İklim değişikliği ilgili benzer iddiaların doğrulamalarını daha önce Doğruluk Payı olarak analiz etmiştik.
İklim Kanunu Teklifi Henüz Kamuya Açıklanmadı
Öncelikle resmi kanallardan görüşülecek iklim kanunun içeriğiyle ilgili bir bilgi paylaşılmadı. Ağustos ayında Ankara Sanayi Odası’nın internet sitesinde iklim kanunu taslağı olarak paylaşılan bir metin kısa süreli bir gündem oluşturmuştu. Metin üzerine yapılan uzman görüşlerinden bu metnin karbon ticareti düzenlemesiyle ilişkili olduğu anlaşılıyor.  
İddiadaki paylaşım ise iklim kanunun içerdiği öne sürülen abartılı bir madde listesi içeriyor. Bu madde listesinde daha önce iklim değişikliğiyle ilgili yayılan birçok komplo teorisinde öne çıkan mülkiyet hakkının elinden alınması, yapay et ve sosyal kredi gibi temalar var.
Mülkiyet ve Seyahat Özgürlüğü Hakları Anayasal Güvence Altında
Anayasanın 23. maddesine göre; ‘’Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.’’. Yine anayasanın 35. maddesine göre; ‘’Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.’’ Türk hukukundaki normlar hiyerarşisine göre de mecliste onaylanabilecek İklim Kanunu anayasaya aykırı olamaz. Her vatandaşın mülkiyet ve seyahat hakları anayasal güvence altında. Bu haklar anayasada da belirtildiği üzere, sadece vatandaşların suç işlemesi durumunda kısıtlanabilir. Paylaşımda bulunan mal varlığı ve seyahat ile ilgili iddialar kişilerin suç işlediği durumlarda geçerli. 
Sosyal Kredi İklim Kanun Tartışmalarında Bir Gündem Maddesi Değil
Sosyal kredi sistemi, ilk kez Çin Halk Cumhuriyeti tarafından geliştirilen ulusal bir kredi notu ve kara listedir. Ağırlıklı olarak işletmelere odaklanan bir sistem olan sosyal kredi sistemi, etkin bir şekilde işleyebilmesi, bireylerin ve devlet kurumlarının izlenebilmesi ve güvenilirlik açısından değerlendirilebilmesi için bir kayıt sisteminin kurulmasını gerektirir.  Sosyal kredi sistemi, Çin’deki finansal kredi derecelendirme sisteminin bir uzantısı. Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu (NDRC), Çin Halk Bankası (PBOC) ve Yüksek Halk Mahkemesi (SPC) tarafından yönetilen sistem, işletmeler, devlet kurumları, bireyler ve sivil toplum kuruluşları için kredi derecelendirme işlevini standartlaştırmayı ve mali ve sosyal değerlendirmeyi gerçekleştirmeyi amaçlıyor.  Çin hükümeti, sistemle toplumda güveni artırmayı ve gıda güvenliği, fikri mülkiyet hırsızlığı ve finansal dolandırıcılık gibi konularda işletmeleri düzenlemeyi hedefliyor.  Sisteme yönelik eleştiriler olduğu gibi komplo teorilerine konu olmasından ötürü kamuoyunda sistemle ilgili birçok yanlış kanı mevcut. Fakat Türkiye özelinde sosyal kredi uygulaması ne iklim kanunu tartışmalarında ne de başka bir bağlamda gündem maddesi olarak yer almıyor. 

Sonuç olarak;

İklim kanunu Mecliste onaylanırsa mal varlıklarına el konulacağı, sokağa çıkma yasağı uygulanacağı, seyahat özgürlüklerinin kısıtlanacağı, gıdayla ilgili yasakların geleceği ve yapay gıdaların tüketileceği, sosyal kredi sistemi ile özgürlüklerin kısıtlanacağı iddiası YANLIŞ.