1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi, mültecilik durumunu tanımlayan ve Avrupa çapında sığınma hakkının çerçevesini belirleyen belge olarak kabul edilmektedir. İltica ya da sığınma hakkı, vatandaşı olduğu ya da ikamet ettiği ülkede ırkı, dini, cinsiyeti, ya da siyasi kimliği nedeniyle zulme uğrayan kişilerin, can güvenliklerini sağlamak amacıyla mülteci olarak başka bir ülkede yaşamalarına olanak vermektedir.
AB ülkelerinde sığınma talebi kabul edilen bireylere mülteci statüsü dışında iki farklı statü daha tanınabiliyor. Mülteci talebinde bulunma koşullarını yerine getiremeyen, buna rağmen ülkesine dönmesi halinde ölüm cezasına mahkûm edilecek, işkence ve insanlık dışı muameleye maruz kalacak ya da ülkesinde devam etmekte olan silahlı çatışma nedeniyle ciddi tehdit altında olacak kişilere “ikincil koruma statüsü” verilebiliyor. Diğer bir alternatif ise, kişiye geçici süreliğine insani gerekçelerle “uluslararası koruma statüsü” vermek ve bu sürenin sonunda kişinin durumunu yeniden değerlendirmek. İnsani gerekçelerle uluslararası koruma statüsü verilen kişiler, çoğunlukla sağlık gerekçeleriyle seyahat engeli olan ve kendisini koruyacak ebeveyn ya da refakatçisi olmayan çocuklardan oluşuyor. Kişilerin mülteci ve ikincil koruma statüsüne kabul edilmesi durumuna AB yasalarına göre karar verilirken, uluslararası koruma statüsüne alma kararında ulusal mevzuat göz önüne alınıyor. AB çapında 2016 yılında sığınma talebi başvurusu kabul edilen kişilerin %55’i mülteci statüsüne alınırken, ikincil koruma statüsüne alınanlar %37 ve uluslararası koruma statüsüne alınanlar ise %8’lik kesimi oluşturuyor.
Sığınma başvurusu değerlendirme süreci olağan şartlar altında üç ayı geçmemekle birlikte, son yıllarda ciddi anlamda artan talep nedeniyle karar süreci bir yıla kadar uzayabiliyor. Suriye ve Irak’tan gelen mültecilere ise durumlarının aciliyeti göz önüne alınarak istisna gösterilebiliyor ve sığınma başvuruları daha kısa sürede değerlendiriliyor.
1990’lardan Bugüne AB’de Sığınma Hakkı Başvuruları
1992 yılında o zamanlar 15 üyesi olan AB’ye Yugoslavya’dan gelen iltica başvuruları 672.000’e ulaşarak zirve yapmıştı. Yıllar içinde giderek azalan sığınma başvuruları 2006 yılında ise 200.000’in altına kadar düşmüştü. 2011 yılından itibaren Arap ülkelerinde baş gösteren karışıklıklar neticesinde iltica başvuruları bir kez daha hızla artarak 2013’te 431.000’e, 2014’te 627.000’e, 2015 ve 2016’da ise 1,3 milyona yaklaştı. Bu rakamlar 1992’de yaşanan başvuru patlamasının yaklaşık olarak iki katına tekabül ediyor.
2016 yılında AB’ye iltica başvurusunda bulunan 335.000 Suriyeli AB’ye yapılan toplam iltica başvurularının %27,8’ini gerçekleştirdi. Suriye vatandaşlarını %15 ile Afganistan, %11 ile Irak ve %4’er ile Pakistan ve Nijerya vatandaşları takip etti. 2016 yılında bir önceki yıla göre iltica başvurusunu en çok arttıran ülkeler sırasıyla Nijerya, İran, Afganistan, Gine, Fas, Fildişi Sahilleri ve Türkiye oldu. Ayrıca Türkiye ilk kez, Fas, Ermenistan ve Hindistan’la birlikte en çok sayıda iltica başvurusunun gerçekleştiği 30 ülke arasına girdi.

AB Ülkelerine Yapılan Sığınma Taleplerinin Yarıdan Fazlası Kabul Edildi
2016’da AB’ye sığınma talebi kabul edilenlerin sayısı geçtiğimiz yıla göre iki kattan fazla artış göstererek 710.400 oldu. Sığınmacı statüsü alanların 405.600’ü Suriye, 65.800’ü Irak ve 61.800’ü de Afganistan vatandaşı oldu. Toplamda 445.210 kişiye sığınmacı hakkı vererek AB ülkeleri arasında bu alanda birinci olan Almanya, iltica talebi kabul edilen Suriyelilerin de %70’ine ev sahipliği yapıyor. İsveç geçtiğimiz yılın iki katı oranında, tam 69.350 kişiye sığınma hakkı tanıdı. İtalya (35.450), Fransa (35.170), Avusturya (31.750) ve Hollanda da (21.825) sığınmacı kabul ederek geçtiğimiz seneki kabul sayılarını %20 ila %79 aralığında artırarak Almanya’yı takip eden başlıca AB ülkeleri oldu.

Deutsche Welle’de yer alan bir habere göre 2016 yılının Ocak-Kasım ayları arasında Almanya’ya sığınma başvurusunda bulunan Türkiye vatandaşlarının sayısı 5.600 oldu. Başvuruda bulunanların %80’ini Kürtler oluşturuyordu. Türkiye vatandaşlarınca Almanya’ya yapılan iltica başvurularının %7,6’sı mülteci statüsü verilmesiyle sonuçlandı.
Kaynaklar
Eurostat Eurostat DW