“Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde, yüzde 31’lik artışla, Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeyi geride bıraktık.”
“Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde, yüzde 31’lik artışla, Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeyi geride bıraktık.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22. Dünya Petrol Kongresinde enerji sektöründeki gelişmelere dair pek çok konuda konuştu. Erdoğan Türkiye’de yenilenebilir enerji sektöründeki gelişmelere değinirken, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 31’lik artışla Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin ilerisinde olduğunu iddia etti. Ancak burada bahsedilen %31'lik oran, bir artış değil, toplam paya gönderme.
Dünyada elektrik ihtiyacının tamamına yakınını başta hidroelektrik santraller olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan karşılayan birkaç ülke var. Bu ülkelerin birçoğu gelişmiş bir ekonomiye sahip olmayan Etiyopya, Kongo, Nepal, Arnavutluk gibi ülkeler olsa da aralarında Norveç ve İzlanda gibi Avrupa ülkeleri de yer alıyor. AB genelinde ise 2015 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin payı ortalama %28,8’di. AB’de elektrik tüketiminde yenilenebilir kaynakların payı 2006’dan bu yana iki katın üzerinde arttı. Eurostat verilerine göre 2015 yılında Türkiye’de ise yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı %33,2 seviyesindeydi.
Türkiye bu oranla Avrupa ülkeleri arasında 14’üncü sırada yer alabiliyor. Avrupa ülkeleri arasında yenilenebilir enerjiden en çok faydalanan beş ülke Norveç, İzlanda, Arnavutluk, İsveç ve Portekiz oldu. Öyle ki Norveç yenilenebilir enerjiden tüm elektrik ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, fazla elektriği komşu ülkelere ihraç edebilir konumda. Bu alanda potansiyeli en zayıf olan Avrupa ülkeleri Malta, Lüksemburg, Macaristan, Kıbrıs ve Hollanda oluyor. Küçük bir ada ülkesi olan Malta elektriğinin sadece %4,2’sini yenilenebilir kaynaklardan elde edebiliyor.
Sonuç olarak Türkiye’de yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı AB ortalamasının biraz üzerindeyken, 13 Avrupa ülkesinin ise gerisinde kalıyor. Demeçte öne sürülen rakam güvenilir kaynaklarla hemen hemen uyumlu olmasına rağmen, Avrupa ve diğer ülkelerle yapılan kıyaslamada bir miktar abartı olduğundan ötürü, iddiada büyük oranda doğruluk payı vardır.