A.B.D.'de Nükleer Enerji Payının Azalması Bekleniyor

A.B.D.'de Nükleer Enerji Payının Azalması Bekleniyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Yenilenebilir Enerji Eylem Planı” tanıtım toplantısında yaptığı açıklamada 2040 yılına kadar küresel enerji talebinin % 34, elektrik talebinin % 80’ler civarında artış göstereceğini ve bu paralelde ABD’de nükleer enerjinin payının artacağını iddia etmiştir.

ABD Energy Information Administration verilerine göre nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payı 1990’a kadar ciddi bir yükseliş gösterse de son 15 yılda % 19-20’lik paydan yükseğe çıkamamıştır.

Gelecek tahminlerinde ise bu payın artmayacağına yönelik çok güçlü sinyaller mevcut. Raporlar ve veriler ABD’nin nükleer endüstrisinde bir düşüş olacağına işaret ediyor. Bu durumu tetikleyecek iki etmen var:

Birincisi tasarım ömrünü dolduran nükleer reaktörlerin yerine yenilerinin eklenmemesi. Nükleer reaktörlerin tasarım ömürleri 40 yıl ve  ABD’nin reaktör lisanslamasında yetkili kurum Nuclear Regulatory Commission’dan (NRC) aldıkları onayla bu ömürleri 20 ya da 30 yıl daha uzatılabiliyor. Önceleri ABD’deki birçok nükleer santralin bu uzatmaları alacağı ve 2040 ve sonrasına ABD’nin mevcut nükleer filosuyla devam edeceği varsayılıyordu. Fakat NRC’nin denetimleri sonucunda uzatma bir yana, erken emekliye ayrılan nükleer reaktörler olmaya başladı. Şu an için ABD’de en son kapananlarla birlikte nükleer reaktör sayısı uzun yıllardan sonra ilk kez 99’a indi.  Yapımı süren reaktör sayısı ise 5.

İkinci etmen ise ekonomik risk faktörleri. Moody’s Kasım 2014’te yayınladığı raporuna göre kaya gazı kullanımının yaygınlaşmasıyla düşen doğal gaz fiyatlarının ABD nükleer endüstrisinin büyümesini durdurdu. Rapor önümüzdeki yıllarda ABD’de nükleer enerjinin payının düşmesinin çok kuvvetli bir ihtimal olduğunu vurguluyor. Bir başka araştırma raporu, ekonomik iklim ve teknik riskler nedeniyle 38 reaktörün emeklilik listesinde olduğunun altını çiziyor.
 

Sonuç olarak, önümüzdeki yıllarda ABD’de nükleer enerjinin payının artacağını mevcut göstergelerle iddia etmek oldukça güç. Bu nedenle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın iddiasında doğruluk payı yoktur.