Her yıl Ocak aylarının ikinci haftası dünyada enerji tasarrufu haftası olarak kabul ediliyor. Enerji tasarrufunu arttırmak konusunda bireysel tüketim alışkanlıklarını değiştirmenin ötesinde, yerel ve ulusal düzeyde uygulanacak politikalar geliştirmek gerekiyor. Bu durumda üretilen milli gelir başına tüketilen enerjinin düşürülmesi akla gelen ilk seçenek oluyor. Enerji yoğunluğu kavramı ulusal düzeyde enerji verimliliğini incelerken dikkate alınacak kavramların başında geliyor. Örneğin Türkiye’nin enerji yoğunluğu performansını anlayabilmek için, bir milyon liralık milli gelir üretmek için ortalama olarak ne kadar enerji harcandığına bakmamız gerekiyor.
Enerji Yoğunluğunda İyiye Gidiş Var
Eurostat’ın Avrupa ülkeleri için yaptığı hesaplamaya göre, 2015 yılında 1.000 Euro tutarında GSYH üretmek için gereken toplam enerji miktarı AB genelinde ortalama 120 kilograma eşdeğer petrol (kgep) civarındaydı. Türkiye ise verimlilik konusunda AB ortalamasının gerisinde kalıyor. Grafikten anlaşılacağı üzere Türkiye’nin enerji verimliliği performansı yıllar içinde iniş-çıkışlı bir seyir izlemekle birlikte son yıllarda 160 kgep civarında seyrediyor. Bu performansıyla Türkiye, AB’nin 2000’lerin başında sahip olduğu ortalamayı yakalıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sitesine göre, Türkiye 2023 yılına kadar enerji verimliliğini 2011 yılına kıyasla en az %20 azaltmayı hedefliyor. Eurostat verilerine göre Türkiye 2011-2015 yılları arasında enerji yoğunluğunu %8 oranında düşürmeyi başarmış görünüyor.

Kişi Başına Enerji Üretiminde Gelişmiş Ülkelerin Çok Uzağındayız
Enerji yoğunluğu performansı AB ortalamasının altında kalan Türkiye’de, kişi başına düşen enerji arz miktarı da gelişmiş ülkelerin altında seyrediyor. Ağırlıklı olarak OECD ülkelerinin dahil olduğu Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) üyelerinin kişi başına düşen enerji arzı ortalaması 2015 için yıllık 4,5 ton eşdeğer petrol (tep) seviyesindeyken, Türkiye’nin ortalaması 1,7 tep seviyesindeydi. Sadece kişi başına düşen elektrik üretimi açısından bakıldığında da Türkiye’de kişi başına elektrik üretiminin IEA ortalamasının 1/3’ü seviyesinde olduğunu görüyoruz.

Elektrik Kayıp Kaçakları Önemli Bir Sorun Olmaya Devam Ediyor
Elektrik özelinde düşünüldüğünde, Türkiye’nin daha iyi bir performans göstermesi gereken alanlardan birisi de elektrik iletim ve dağıtımda yaşanan kayıp kaçaklar. Dünya Bankası istatistik portalı farklı ülkelerin elektrik iletim ve dağıtımında yaşanan kayıp kaçak oranlarını 1960’dan 2014’e kadar uzanan uzun bir süreç içinde karşılaştırmalı olarak inceleme olanağı veriyor. Kaynağa göre Türkiye’deki kayıp kaçak oranları bu süre zarfında hep dünya ortalamasının üzerinde olmuş. Türkiye’de 1976’ya kadar %9 ila %11 arasında değişen oran bu tarihten sonra artarak 2000 yılında %19’luk rekor bir seviyeye ulaşmış. Bu tarihten itibaren iyileştirmelerle 2014 yılında %14,8’e kadar indirilebilmiş. 2014 yılında dünyada kayıp kaçak ortalaması ise %8,2 seviyesinde.