Ücretsiz Aile İşçisi Ne Anlama Geliyor, Türkiye Bu Sorunun Önüne Geçebiliyor Mu?

Ücretsiz Aile İşçisi Ne Anlama Geliyor, Türkiye Bu Sorunun Önüne Geçebiliyor Mu?

HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, 9 Aralık 2014 tarihinde TBMM’de, partisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik hakkında verdiği gensoru sebebiyle bir konuşma yaptı. Tuncel konuşmasında Türkiye’de işçilerin sorunlarına ve iş güvenliğine değinerek, çocuk işçilerle ilgili bir iddiada bulundu. Tuncel konuşmasında ücretsiz aile işçisi olan çocukların sayısının 2006 yılında 362 bin olduğunu ancak bu sayınının 413 bine yükseldiğini iddia etti.

Ücretsiz Aile İşçisi Ne Anlama Geliyor?

Tuncel’in iddiasını incelemeden önce ücretsiz aile işçisi çocuk kavramı hakkında bilgi vermek gerekiyor. ILO’nun da kabul ettiği bu kavrama göre, ev işlerinde (kendi evi dahi olsa) riskli koşullarda ve eğitimlerini aksatacak yoğunlukta çalışan, yasal çalışma yaşı olan 15 yaşından küçük çocuklar ücretsiz aile işçisi kategorisine giriyor.

Ücretsiz Aile İşçisi Sayısı Artıyor

Kavramı netleştirdikten sonra analizimize geçebiliriz. Tuncel’in iddiasına göre ücretsiz aile işçisi olan çocuk sayısında bir artış var: 2006’da 362 bin olan bu rakam, 413 bine yükselmiş. TÜİK’in Türkiye’de çocuk istihdamına ilişkin yayınladığı verilere baktığımızda, 2006 yılında ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocukların sayısı 362 bindir. Ancak ulaşabildiğimiz en güncel veriyi içeren 2012 istatistiklerine baktığımızda ise bu rakamın 413 bine yükseldiğini görüyoruz.

ILO’nun konuyla ilgili istatistiklerine baktığımızda da oransal olarak benzer bir sonuçla karşılaşıyoruz. ILO’nun sağladığı veriler 2006 yılına ait. Bu verilere göre sadece ücretsiz aile işçiliği yapan çocukların oranı söz konusu yılda yüzde 39.1 olarak belirtiliyor. Bu oran kentsel bölgelerde yüzde 42.1 iken, kırsal bölgelerde yüzde 34.6 oluyor. Kırsal kesimde bu oranın düşmesinin sebeplerinden biri bu çocukların çoğunlukla mevsimlik işçi olarak çalışıyor olmaları olabilir. ILO’nun sağladığı verilerdeki oranları TÜİK verileriyle karşılaştırdığımızda da uyumlu olduklarını gözlemliyoruz.

Sonuç olarak Sebahat Tuncel’in iddiasında doğruluk payı vardır.