Eskiden…üniversite sınavına giren kişi sayısıyla, üniversiteye kayıt yaptırma hakkı elde edebilen kişi sayısı arasında 10 kata varan bir fark vardı.
AK Parti Öncesi Üniversiteye Giriş Oranları Ne Durumdaydı?
TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yükseköğretime katılım ve kurumların kontenjanları hakkında açıklamalarda bulundu. Konuşmasında “Ülkemizde eskiden liseyi bitiren öğrencilerimizin en büyük sorunu üniversiteye girebilmekti. Çünkü üniversite sınavına giren kişi sayısıyla üniversiteye kayıt yaptırma hakkı elde edebilen kişi sayısı arasında 10 kata varan bir fark vardı. Yani sınava giren her 10 kişiden sadece bir tanesi üniversite kapısından içeri girebilme hakkı elde edebiliyordu.” iddiasında bulunan Erdoğan, son 13 yılda açılan yeni üniversiteler, bu alanda yapılan geliştirmeler ve adaletsizliklerin giderilmesiyle beraber durumda yaşandığını iddia ettiği iyileşmeyi "Bugün neredeyse lisans yerleştirme sınavına giren öğrenci sayısına yakın üniversite kontenjanına sahibiz. Artık üniversiteye veya herhangi bir bölüme yerleşebilme değil hedeflenen üniversitelere, bölümlere girme yarışı söz konusudur." sözleri ile vurguladı.
Bu açıklamalar dikkate alındığında AK Parti iktidarı öncesi üniversiteye yerleşen öğrenci sayısı ile sınava giren kişi sayısı arasında gerçekten 10’a 1 oranında bir fark olup olmadığına kontenjan sayıları çerçevesinde bakmak gerekir. Açıklamanın ikinci kısmı düşünüldüğünde ise güncel kontenjan miktarı ve sınava giren kişi sayısı analize dahil edilerek açıklamada iddia edilen değişimin gerçekleşip gerçekleşmediğini incelemek gerekir.
AK Parti İktidarı Öncesi Durum
ÖSYM’nin 2001 yılı verilerinden yola çıkarak AK Parti iktidarı öncesi durum incelendiğinde, üniversite kontenjanı miktarının söz konusu yıl 308 bin olduğunu, üniversiteye yerleşen aday sayısının ise 282.142 olduğu görülmektedir. Bu rakamlar örgün eğitim için geçerlidir, açık öğretime yerleşen sayısı ise 173.771’dir. Aynı sene sınavı geçerli sayılan aday sayısı yani sınavı herhangi bir nedenle iptal edilmiş adaylar haricinde toplam katılım 1.418.914’tür. AÖF verileri dışarıda bırakıldığında bu adayların 282.142’si bir üniversiteye yerleşmiştir. Bu durum oran olarak %19,8’e karşılık gelmektedir. Açık öğretim programlarına yerleşenlerin sayısı dahil edildiğinde bu oran %32’ye çıkmaktadır ancak analizin sağlıklı olabilmesi için açıköğretim rakamlarını dahil etmemek yararlı olacaktır.
(1.418.914 kişi arasından bir programa yerleşen kişilerin dağılımı)
Bu verilere göre, Erdoğan’ın iddia ettiği gibi sınava giren aday sayısı ile yerleşen kişi sayısı arasında 10’da 1 gibi bir oran olmadığı görülmektedir, ÖSYM’nin 2001 verilerine göre bu oran %19,8’dir. Kontenjan açıkları da düşünüldüğünde yerleşememe nedeninin üniversite yetersizliği olduğunu söylemek çok yerinde olmayacaktır.
2015’de Üniversiteye Yerleşme Verileri
Erdoğan yaptığı açıklamada aynı zamanda 2015 senesine kadar yapılan değişiklikler sayesinde günümüzde sınava giren aday sayısı kadar üniversite kontenjanı bulunduğunu söylemiştir. 2015 yılı için AÖF verileri dışarıda bırakıldığında, yerleşen kişi sayısının 784 bin olduğunu görüyoruz. Örgün eğitim içinde toplam kontenjanın ise 823 bin olduğu görülmektedir. Bu durumda 2015 yılında 38.789 kişilik kontenjan boş kalmıştır.
2001 yılında %19,8 olan sınavı geçerli sayılan kişi sayısı ve üniversiteye yerleşen kişi sayısı oranı, 2015 verilerine göre %39,5’tir. Oransal bakımdan 2 katlık bir iyileşme gözükmektedir.
2001 verilerine göre sınavı geçerli sayılan aday sayısı ile üniversite kontenjanı oranlandığında ise sonuç %22 çıkmaktadır. Yani bu durumda 2001 yılında sınavı geçerli sayılanların en fazla %22’si üniversite okuyabilecektir. Bu oran 2015’te %41,5’e yükselmiştir fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddia ettiği üzere sınava giren aday sayısı kadar kontenjana sahip olunduğunu iddia etmek gerçekçi olmayacaktır.
Yukarıdaki veriler dikkate alındığında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iddiasında doğruluk payı yoktur.