Cari Açıktaki İyileşme Tarihi mi?
7 Haziran seçimleri öncesinde gündemde yoğun olarak yer tutan ekonomik göstergeler ve tahminler, seçimlerden sonra yerini bambaşka bir gündemi bırakmış görünüyor. Ancak biraz da konumunun gereği olarak, Ekonomiden sorumlu bakan Nihat Zeybekci, alanı ile ilgili iddialarda bulunmaya devam ediyor.
Cari Açık Konusu Tartışılıyor
Cari açık konusu zaman zaman muhalefet partilerinin de gündemlerine aldığı ve iktidara yüklendikleri konulardan bir tanesi. Ancak AK Partili bakanlar da bu konuda sıklıkla olumlu mesajlar vermekteler. Nihat Zeybekci de, 3 Ağustos 2015 tarihinde Denizli’de yaptığı bir konuşmada, Türkiye’de cari açığın ‘tarihi’ şekilde iyileştiğini vurguladı.
Cari açık kısaca, bir ülkenin ürettiğinden daha fazla harcaması anlamına gelir. Üç kalemden oluşur: Uluslararası mal ticareti; turizm, sigorta ve taşımacılık gibi hizmet ticareti ve bir ülkenin yurtdışında çalışan işçileri ve o ülkede çalışan yabancı işçilerin yaptığı döviz transferleri. Aylık bazda yayımlanan göstergeler ile de takibi yapılmaktadır.
TCMB’nın konu ile ilgili yayımladığı son gösterge, Mayıs 2015’e ait. Buna göre Ocak-Mayıs 2015 döneminde cari açık, 2014 yılının aynı dönemine oranla 20,4 milyar dolardan, 18,5 milyar dolara gerilemiş durumda.
Ancak Bakan Zeybekci iddiasında ‘tarihi’ bir iyileşmeden bahsettiğinden, daha uzun dönemli bir cari açık incelemesine ihtiyaç var.
Türkiye’de en yüksek cari açık seviyelerine 2011 (75 milyar dolar) ve 2013 (64,7 milyar dolar) yıllarında ulaşılmıştır. Aynı zamanda tek başına cari açık miktarını vermenin yanında, bu miktarların o yılın GSYH’sine oranına da bakmak, daha mantıklı olabilir. Buna göre de yine en yüksek cari açık/GSYH oranları 2011 (%9,68) ve 2013 (%7,87) yıllarında görünüyor.
Cari açık, miktar olarak çok kötü bir yıl olan 2011 sonrası, 2013’te her ne kadar artmış olsa da, bir azalma eğiliminde. 2015 göstergeleri de, 2014’e oldukça yakın bir cari açık ile karşılaşabileceğimizi gösteriyor. Aynı zamanda bu göstergeler, cari açık/GSYH oranının 2015 sonunda yükselmesini de bekliyor. Bunların yanında, 2008-2009 ve 2011-2012 yılları arasındaki cari açık azalmalarının yanına da yaklaşılamıyor. 2008-2009 kriz dönemini bir yana bırakırsak bile, 2012 yılının azalma miktarını 2015’te göremiyoruz. Cari açığın GSYH’ye oranı ise, yukarıda da belirttiğimiz gibi, ufak bir artış evresinde. Bu da iyiye işaret değil.
Tüm bu göstergelere göre, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin iddiasında vurguladığı ‘tarihi azalma’ ciddi bir abartma içerdiğinden ve veriler ile desteklenemediğinden dolayı, iddiada doğruluk payı yoktur.