İnsan hakları konusunda sicili oldukça kötü durumda olan; gittikçe de kötüleyen ülkemizde en büyük önceliğimiz de, insan haklarını gündemin en üst maddesi yapmak.
Türkiye'nin İnsan Hakları Karnesi
Bir yandan ülke içinde yaşanan terör saldırıları, diğer yandan yürütülen güvenlik operasyonları ile gündemi bir anda değişen Türkiye’de siyasetçiler de seçim sonrası başlayan koalisyon tartışmalarını bir kenara bırakmış görünüyor. 7 Haziran sonrasında koalisyon denklemlerinin konuşulduğu dönemden, Suruç’ta yaşanan katliam sonrası başlayan operasyonlarla beraber yeni bir döneme girmiş gibi görünen ülkede, milletvekilleri de bu alanda çeşitli açıklamalar yapıyor. Dün Ankara’da açıklamalar yapan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da yaşanan can kayıplarına ve çatışmalara değinerek Türkiye’nin adeta 90’lı yıllardaki şiddet sarmalına geri döndüğünü belirtti. Tanrıkulu açıklamasında bu sarmaldan çıkmak için insan hakları öncelikli bir siyaset yürütülmesi gerektiğini söyledi ve Türkiye’nin insan hakları sicili açısından hali hazırda kötü olan durumunun, gittikçe kötüleştiğini iddia etti.
Türkiye’nin İnsan Hakları Karnesi Kırık
CHP Milletvekili Tanrıkulu’nun iddiasında ‘daha kötü’ olarak hangi döneme referans verdiği net olarak belli olmasa da, son dönemde insan hakları alanında çalışan ve raporlar hazırlayan uluslararası kuruluşların çalışmalarına bakılması uygun görünüyor.
Bu tarz kuruluşlar arasında en prestijli olanlarında biri Freedom House. Dünyada özgürlükler alanında yaşanan gelişmeleri derledikleri yıllık raporlar hazırlayan kuruluş, bu raporlar aracılığıyla çeşitli ülkelerin özgürlükler açısından karnelerini de belirliyor. Örneğin kuruluşun en güncel raporu olan ‘Freedom in the World 2015’e bakıldığında Türkiye’nin ‘kısmen özgür’ kategorisinde olduğunu görüyoruz. Ayrıca Türkiye 1981’den beri, ortalama 3.5 puanla kısmen özgür kategorisinde. Aşağıda Türkiye’nin bu kuruluş tarafından verilen notunun 1995’den beri dağılımını görebilirsiniz. Freedom House’un metodolojisine göre 1 ‘tam özgür’ durumunu, 7 ise ‘özgür değil’ durumunu ifade ediyor.
İnsan hakları alanında önde gelen bir diğer kuruluş ise İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch). Örgütün her yıl düzenli yayınladığı raporlardan en güncel olan 2014 raporuna bakıldığında, Gezi parkı olayları başta olmak üzere toplumsal olaylara karşı uygulanan polis müdahalelerinin gösteri özgürlüklerini ihlal ettiği ve artan gazeteci tutuklamalarının da ifade özgürlüklerini tehlikeye düşürdüğü belirtiliyor. Ayrıca Roboski bombalaması örnek gösterilerek cezasızlık uygulamalarının da devam ettiği belirtiliyor. Bunların yanı sıra ifade özgürlüklerinin önündeki engellerin çeşitli yasal reformlarla aşılmaya çalışıldığı da raporda pozitif gelişme olarak belirtilmiş. Yine 2014’te kuruluş tarafından yayınlanan bir değerlendirme yazısında da, Türkiye’de insan hakları konusunda geriye gidiş olduğu belirtilmiştir.
BM ve Af Örgütü Raporları
Ocak 2015’te Birleşmiş Milletler’in periyodik olarak yaptığı insan hakları izleme toplantısında da Türkiye çeşitli üye ülkelerin insan hakları konusunda eleştirilerine hedef olmuştur.
Yine insan hakları konusunda uluslararası tanınırlığı olan bir diğer kurum da Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International)’dür. Af Örgütü’nün 2014 raporunda da Gezi Parkı olaylarına referans verilerek gösteri ve ifade özgürlüklerinin kısıtlandığı belirtilmiştir.
Tüm bu raporların ortaklaştığı konular ve uyarılar mevcut ancak Türkiye’nin insan hakları karnesi hakkındaki en net resimlerden biri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’in kayıtlarında görülebilir. Mahkeme’nin Haziran 2015’te duyurduğu kayıtlara göre Türkiye’den mahkemeye 2012 yılında 8.973, 2013 yılında 3.505, 2014 yılında ise 1.589 başvuru yapılmış. Başvuru sayısındaki azalmanın sebebinin 2012 yılında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınması olduğunu belirtmek gerekiyor. 2014 yılındaki başvurulardan 101 tanesi karara bağlanmış ve bu kararlardan 94 tanesinde en az 1 adet hak ihlali olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca Mahkeme’nin 1959 yılından 2014 yılına dek verdiği kararları derlediği istatistiklere bakıldığında, Türkiye hakkındaki toplam 3.095 kararın 2.733 tanesinde en az 1 adet hak ihlali olduğu sonucuna varılmıştır. Bu istatistiklere bakıldığında Türkiye’nin 47 ülke arasında hem verilen tüm kararlar hem de ihlaller açısından birinci sırada olduğu görülüyor.
AİHM Kararları Türkiye’nin Aleyhine
Tüm bu raporlara ve AİHM’in kararlarına bakıldığında Türkiye’nin insan hakları açısından durumunun hali hazırda kötü olduğu görülüyor. Özellikle geçen sene yaşanan toplumsal olaylarla beraber uluslararası kuruluşların bu konudaki uyarılarının da daha net olduğu da görülüyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin insan hakları alanındaki durumunun kötüye gittiği de söylenebilir. Ancak şunu da belirtmek gerekiyor, Türkiye’nin AB üyeliği yoluna girdiği 2005 yılından itibaren bu alanda dünya kamuoyunda daha da göz önünde. Daha önceki dönemlerde yaşanan insan hakları ihlallerinin 2005 sonrasındaki kadar gündeme gelmemesi ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun iddiasında kayda değer ölçüde doğruluk payı vardır.
İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun
İddiasında Büyük Oranda Doğruluk Payı Vardır.
KAYNAKLAR
- Haber Kaynağı
- Freedom House Türkiye Raporları
- İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2014 Türkiye Raporu
- İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Değerlendirmesi
- BM Ocak 2015 toplantısının haberi
- Uluslararası Af Örgütü 2014 Raporu
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Duyurusu
- AİHM 1959-2014 arası karar istatistikleri