Veysel Eroğlu AK Parti Orman ve Su İşleri Bakanı

Kıbrıs’a hayat verecek proje ile 2050 yılına kadar KKTC'nin bütün içme suyu ihtiyacını karşılayacağız.

7 Ağustos 2015 tarihinde Twit 'te söylendi.
Okuma Süresi    8 Dakika
Konu : Çevre & İklim
Doğruluk
DOĞRULUK PAYI
Yayın Tarihi: 7 Ağustos 2015 Son Güncelleme: 10 Ağustos 2015

Türkiye'den Kıbrıs'a Gidecek Su Yeterli Olacak mı?

Araştırmalar Doğu Akdeniz’in önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği etkilerinin en çok hissedileceği bölgelerden birisi olacağı yönünde güçlü bulgular ortaya koyuyor. Kuraklıktan sellere kadar farklı uçlarda sonuçlar doğuran iklim değişikliği, Kıbrıs adasında kuraklık yoluyla etkilerini yoğun bir biçimde göstermeye başladı bile. Siyasi sınırlarla ikiye bölünmüş olan ada, susuzluk konusunda bir bütün olarak aynı kaderi paylaşıyor. Adanın her iki idari tarafı da yıllardır deniz suyu arıtımı ve balonlarla su taşıma dâhil bir çok yüksek bütçeli çözümü denedi ve denemeye devam ediyor.

Bu yöntemlerden en yenisi Mersin’in Anamur ilçesindeki Dragon çayından, yüksek yoğunluklu polietilen borularla 106 kilometre uzaklıktaki Kuzey Kıbrıs’a yılda yaklaşık 75 milyon metreküplük su taşıyarak adanın kuzeyde yaşayan sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılamak. Devlet Su İşleri’nin projesi ile ilgili olarak paylaştığı twitter iletisinde Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, proje sayesinde adanın 2050’ye kadarki içme suyu ihtiyacının karşılanacağını iddia etti. Biz de ulaşabildiğimiz açık kaynaklardan adanın nüfus ve içme suyu talebi projeksiyonlarını inceleyerek bu iddianın doğruluk payını analiz ettik.

KKTC Mevcut Sularını Sürdürülebilir Şekilde Kullanabiliyor mu?

Aljazeera Türk’ün haberine göre KKTC 2014 senesinde son 113 yılın en kurak yılını yaşadı. Yağış miktarı normal değerlerin yüzde 60 daha azına düştü ve tarımsal sulamada büyük düşüşler yaşandı.

“KKTC Su Master Planı Raporu”, şu an için KKTC’de 24,65 milyon m3’ü içme-kullanma suyu, 101,33 milyon m3’ü sulama suyu olmak üzere toplam 125,98 milyon m3/yıl su kullanıldığını belirtiyor. İhtiyaçlarının çok büyük bir kısmını yeraltı sularından (akiferler) karşılayan KKTC, göründüğü kadarıyla kaynakların kendilerini yenileme kapasitesinden daha fazlasını tüketiyor ve bu durum da su bütçesinde açık oluşmasına yol açıyor. Rakamlarla açıklayacak olursak, yıllık yeraltı ve yüzey suyu potansiyeli 173 milyon m3 olan KKTC’de yeraltı sularının 66,9 milyon m3’ü kullanılma şansı olmadan yarıklar aracılığıyla denize boşalıyor. Geriye kalan kendini yenileyebilen yıllık su miktarı 106 milyon m3 iken gerçekte kullanılan su miktarı 126 milyon m3 olduğu için arada yaklaşık 20 milyon m3’lük bir açık oluşuyor ve aslında bu açık hep bir sonraki yılın kapasitesi kullanılarak kapatılıyor. Bu durumda sürdürülebilir bir su politikasını imkânsız hale getiriyor. Dahası, 2035’de tarımsal kullanımın dışında kalan, içme-kullanma, turizm ve sanayiden doğan su talebi yıllık 54 milyon m3’e ulaşması bekleniyor.

Nüfus artışı konusuna gelince; KKTC İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, adanın kuzey kesiminde 2011 nüfusu 282.257 kişiydi. Bakanlığın ülkesel fiziki planı için yapılan detaylı nüfus projeksiyonlarına göre, 2031’de bu nüfusun yaklaşık yüzde 70’lik bir artışla 485 binin üzerine çıkması bekleniyor. Güney kesimi de dikkate alındığında, dönemsel olarak büyük bir öğrenci ve turist de misafir eden adada gerçek nüfusun 2,5 milyon kişiyi bulduğu tahmin ediliyor.

Gerek nüfus, gerekse de su kullanımı konularında KKTC için ulaşabildiğimiz gelecek projeksiyonları, Veysel Eroğlu’nun öne sürdüğü 2050 yılı için bir öngörüde bulunmuyor. En uzak tarihli projeksiyonlar, nüfus için 2031’i, su talebi için 2035’i dikkate alıyor. 2050 için resmi bir istatistik olmamasından ötürü var olan verilerle 2050 için kabaca bir hesap yaptık. Nüfus ile ilgili hesaplamamızda, 2011-2031 arasındaki 20 yıllık süre içinde nüfusun yüzde 70 civarında arttığını düşünerek 2050 içinde kabaca benzer bir artış öngördük. Bu durumda 2050’de KKTC nüfusunun 820 bin civarında olması beklenebilir. İçme suyu talebinde yaptığımız kaba tahmin ise iki farklı sonuç çıkardı. 2011-2015 rakamlarıyla 282.257 kişinin yıllık içme suyu tüketimi 24,65 milyon m3, yani kişi başı tüketim 87,3 m3 oluyor. Aynı yöntemle 2031-2035 için ise bu miktar 111,3 m3. Yani projeksiyonlar kişi başı içme suyu tüketiminin artacağı yönünde. Biz kabaca bu iki miktarın ortalamasını aldığımızda 99,3 m3 sayısını buluyoruz ve 2050’deki kişi başı su tüketiminde bu miktarı dikkate alarak hesaplama yapıyoruz. Ortaya çıkan tablo şu şekilde:

Kıbrıs’a hayat verecek proje ile 2050 yılına kadar KKTC'nin bütün içme suyu ihtiyacını karşılayacağız. 2

Bizim basit hesaplamamıza göre 2050 yılında KKTC’nin içme ve kullanma suyu talebi 81 milyon m3/yıl civarında olacak. Bu miktar Dragon Çayı’ndan KKTC’ye taşınacak miktarın üzerinde. Ancak KKTC’nin kendi öz kaynakları da dikkate alındığında talebin karşılanabilir olduğu söylenebilir.

Fakat son değerlendirmemizi yapmadan önce değinmemiz gereken iki konu daha var. Birincisi proje yürütücüsü Devlet Su İşleri’nin (DSİ) KKTC’ye su temini projesi ile ilgili resmi internet sitesinde yer alan bilgilere dayanıyor. DSİ’ye göre KKTC’ye isale edilecek yıllık 75 milyon m3 suyun 37,76 milyon m3’ü (%50,3) içme-kullanma suyuna ve 37,24 milyon m3’ü (%49,7) sulama suyuna tahsis edilmiştir. Bu hesaplamaya göre söz konusu proje ile 2050 yılında KKTC’nin içme suyu ihtiyacını karşılamak mümkün görünmüyor. Yine de su tahsisinde uygulanabilecek esnek politikalar sayesinde içme suyu ihtiyacına öncelik verilmesi hala mümkün olabilir. Dikkat çekeceğimiz ikinci konu ise Dragon Çayı’nın uzun yıllar KKTC’ye su sağlayacak kapasitesinin olup olmamasıyla ilgili. Milli Güvenlik Kurulu web sitesinden ulaştığımız bir rapora göre Dragon Çayı’nın yıllık debisi 750 milyon m3’dür. Bu durumda nehirden alınacak 75 milyon m3’lük su nehrin kapasitesinin altındadır. Tabi uzun vadede değişikliği etkileriyle nehrin debisinin önümüzdeki 35 yıl içinde daha az bir seviyeye inmesi olasılığı da dikkate alınmalıdır.

Sonuç olarak KKTC’ye su temini projesinin yakın gelecekte KKTC’nin içme suyu ihtiyacını karşılaması büyük oranda gerçekçi bir iddiadır. Fakat iklim değişikliğinin etkileri de dikkate alındığında, projenin 2050 yılına kadar etkili olup olmayacağı yönünde kuşkular hala mevcut.

Bu durumda Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun iddiasında kısmen doğruluk payı vardır.

Sonuç olarak;

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun İddiasında Kısmen Doğruluk Payı Vardır.

Bu iddia kontrolüne dair itirazlarınız varsa bize ulaşabilirsiniz.
Yayın Tarihi:   7 Ağustos 2015 Son Güncelleme:   10 Ağustos 2015