PKK Silah Bırakmış Durumda mı?
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 24 Şubat 2015’te gerçekleşen HDP TBMM Grup Toplantısında, İç Güvenlik Paketi ile ilgili açıklamalarda bulundu. İç Güvenlik Paketinin devletin daha fazla silahlandırılmasına olanak verdiğini belirten Yüksekdağ, PKK’ya silah bırakılma çağrısı yapılırken devletin daha fazla silahlandırıldığını belirtti. Yüksekdağ ayrıca, PKK’nın iki yıldır kurşun sıkmadığını iddia etti.
Bu iddianın analizi için internet kaynakları üzerinden, 2013-2015 arasını kapsayan bir basın taraması yaptık. Araştırmamız sonucunda farklı haber kaynaklarında, PKK’ya yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansına referans vererek, son iki yılda gerçekleşen çeşitli silahlı infaz olaylarının PKK ve PKK’ya bağlı örgütler tarafından sahiplenildiği yönünde haberlerle karşılaştık. Bu haberlere göre 7 Kasım 2014’de Cizre’de öldürülen Abdullah Budak’ın infazını PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H üstlenirken, 25 Ekim 2014’de Bitlis’in Çeltikli köyünde ölü bulunan köy korucusu Nihat Çaprak’ın infazını ise PKK üstlenmiştir.
Bahsi geçen her iki olay da incelendiğinde güvenlik güçleriyle silahlı çatışma unsuru bulunmaması ve daha ziyade bir iç hesaplaşma neticesinde gerçekleşen infaz olarak değerlendirilmesi mümkün olduğu için, analiz değerlendirmesine kaynak sağlamaları olası değildir. Ancak medyada yer bulan üçüncü bir eyleme dikkat çekmek gerekir. Urfa’nın Ceylanpınar ilçesi Suriye sınırında 21 Temmuz 2014’de yaşanan çatışmada üç asker şehit olmuştur. 24 Temmuz 2014’de PKK’nın askeri kanadı HPG olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada hareket halinde olan HPG’li bir grubun sınır askerlerinin müdahalesi sonucu çatışma durumunda kaldıklarını ifade etmiştir.
HPG’nin açıklaması dikkate alındığında, bu olayı her ne kadar planlı bir saldırıdan ziyade, ani gelişen bir çatışma olarak yorumlamak mümkün olsa ve ateşkes ihlalini ilk olarak hangi tarafın gerçekleştirdiği ile ilgili kesin bir bilgi bulunmasa dahi, ortada ölümle sonuçlanan bir çatışma olduğu gerçeği vardır. Bu durumda HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın iddiasında doğruluk payı yoktur.