Ahmet Lütfi Akar Meclis Dışı Türk Kızılayı Genel Başkanı

Eşcinseller kan verme konusunda risk grubundadır. AIDS virüsü eşcinsellerde yoğun olarak gözükür"

22 Aralık 2014 tarihinde Beyaz TV 'de söylendi.
Okuma Süresi    4 Dakika
Konu : Sağlık
Koray
KORAY KAPLICA
Yayın Tarihi: 22 Aralık 2014 Son Güncelleme: 1 Ocak 1970

Cinsel Tercihler HIV Bulaşımında Rol Sahibi Mi?

Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada  AIDS virüsü eşcinsellerde yoğun olarak görüldüğü için bu bireylerin risk grubunda olduğunu iddia etmiş ve bu yüzden Kızılay’ın eşcinsellerden kan almadığını ifade etmiştir.

Öncelikle Akar’ın ifadelerindeki bir yanlışlığı düzeltmemiz gerekiyor. AIDS virüsü diye virüs çeşidi yoktur. HIV  bireye bulaşır ve bazı durumlarda AIDS hastalığına neden olur. Kısacası, HIV bir virüs çeşidi, AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) ise bireyin bağışıklık sistemine zarar veren bir hastalıktır.

HIV 3 farklı yoldan bulaşır;

1.Korunmasız cinsel ilişki yoluyla

2.Kan alışverişi yoluyla

3.Anneden bebeğe doğum ve anne sütü yoluyla

HIV bulaşma riski, yaşam boyu edinilen eş sayısı ile doğru orantılı olarak artar. Bu ayrıntıları aklımızda tutarak HIV/AIDS salgınına karşı küresel mücadele yürüten UNAIDS’in 2014 yılı raporunun seçilmiş birkaç verisine dikkat çekmek istiyorum:
 

  • 15 yaş üstü yaklaşık 16 milyon kadın HIV pozitiftir. Bu bireylerin % 80’i Sahra altı Afrika’da yaşamaktadır. Bu bölgede en yaygın bulaşma sebebi korunmasız heteroseksüel ilişkidir.
  • Enjeksiyon yoluyla uyuşturucu kullananlar arasnda HIV genel nüfusa göre 28 kat daha yaygındır. Bazı yerlerde bu oran 2000 kata kadar çıkar. 
  • Seks işçileri arasında HIV genel nüfusa göre 12 kat daha yaygındır.
  • Mahkumlar arasında HIV genel nüfusa göre 50 kat daha yaygındır.
  • Eşcinsel erkek ve erkeklerle cinsel ilişkide bulunan erkeklerde HIV 19 kat daha yaygındır.

Son veri, Akar’ın iddiasına ve Kızılay’ın bir gruba karşı ayrımcı uygulamasına neden oluşturabilir.  Fakat Akar’ın söylemini ve kurumun uygulamasını anlamak için birkaç noktaya değinmek zaruridir.

Sosyal bir fenomeni belli populasyonlara göre değerlendirmek, kimi zaman yanlış nedenselliklerin üretilmesine neden olur. Örneğin Müslümanlar arasında terörizmin yaygın olması İslam dininin doğrudan terörizme neden olduğu sonucunu ortaya çıkarmaz. O genelleme yapılmadan önce sonuca götüren birçok faktör vardır. Müslümanlar arasından terörizmin yaygın olduğu gerçeği diğer kamusal alanlarda Müslümanlara farklı muamele yapılmasını da meşrulaştırmaz. Bir grup hakkında bir şekilde elde edilen bir olgu, bir saptama, incelenen grubu hedef göstermekten çok olguya yönelik politikalarda yol gösterici olmalıdır.

HIV/AIDS araştırmalarının yukarıda bahsettiğim örnekten tek bir farkı vardır. Müslümanlar arasında terörizmin yaygın olmasının hala tam olarak bilemediğimiz bir sürü nedeni olabilir. Fakat HIV/AIDS söz konusu olduğunda aslında biz HIV'nin bulaşma yollarını bilmekteyiz. Fakat buna rağmen bir grup tamamıyla ayrımcı bir uygulamaya mahkum ediliyorsa bu bir önlemden çok kasıtlı bir söylem pratiğidir.

HIV bulaşma yolu cinsel ilişki davranışlarıyla ilgilidir, cinsel tercih veya yönelimlerle ilgili değil. Bu durumda kan verme için bir risk kriteri olacaksa o da cinsel davranışlarla ilgili olmalıdır.

Eşcinseller kan verme konusunda risk grubundadır. AIDS virüsü eşcinsellerde yoğun olarak gözükür" 1

Sonuç olarak, Kızılay Genel Başkanı Akar, ayrımcı bir uygulamayı verilerle meşrulaştırmaya çalışmıştır. Veri hassas gruplara yönelik politikalar üretilmesini sağlamak yerine o grubu dışlayarak hedef gösterme amaçlı kullanılmıştır.

Akar’ın iddiasında doğruluk payı yoktur.

Sonuç olarak;

Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar'ın İddiasında Doğruluk Payı Yoktur.

Bu iddia kontrolüne dair itirazlarınız varsa bize ulaşabilirsiniz.
Yayın Tarihi:   22 Aralık 2014 Son Güncelleme:   1 Ocak 1970