(Eğitime ayrılan bütçede) 2002 yılına kıyasla yüzde 726'lık bir artış oldu ve 62 milyara yükselttik.
Milli Eğitime Yeterli Bütçe Ayrılıyor mu?
Başbakan Ahmet Davutoğlu Başbakanlık makamında kabul ettiği öğretmenlerle yaptığı konuşmada eğitime ayrılan toplam bütçenin 2002 yılına kıyasla yüzde 726 arttığını, ve 62 milyara ulaştığını ifade etmiştir.
Başbakanın eğitme ayrılan bütçeden kastı milli eğitim ve yükseköğrenime ayrılan toplam bütçedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) TBMM Genel Kurulunda gündeme getirdiği 2014 yılı bütçe sunuşuna göre 2002’de MEB’in Merkezi Yönetim Bütçesinden aldığı pay 7,46 milyar TL iken, yükseköğretimin aldığı pay ise 2,49 milyar TL’dir. İki kalemin toplamı 9,95 milyar TL’dir. 2014 yılı için konuşacak olursak MEB’i bütçesi 55,7 milyar TL, yükseköğretim bütçesi 16,9 milyar TL, ikisinin toplamı ise 72,6 milyar TL’dir. Bu durumda 2002’den 2014’ gelindiğinde merkezi bütçeden aldığı pay gerçekten de %700’den fazla artmıştır.
GSYH'den Milli Eğitime Ayrılan Pay 2002'den 2014'e Yalnızca %1,1 Artış Göstermiş
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun iddiası bu haliyle doğruymuş gibi görünmektedir. Ancak söz konusu verilere niteliksel olarak bakıldığın da özellikle sivil toplum kesiminden bir takım eleştirilere rastlamaktayız. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) bu doğrultuda GSYH’den milli eğitime ayrılan paydaki artışa dikkat çekmektedir. Gerçekten de GSYH’den MEB bütçesine ayrılan orana baktığımızda 2002’de %2,13 olan oran 2014’de %3,24’e çıkabilmiştir. OECD ülkelerinin ortalamalarına baktığımızda bu rakamın %7’ye yaklaştığını görüyoruz. Eğitim-Sen’in eğitime ayrılan bütçenin niteliği ile ilgili olarak getirdiği bir diğer eleştiri ise MEB bütçesinden personel giderlerine (%68,6) ve SGK devlet primine (%10,6) ayrılan payın büyüklüğüdür. Eğitim-Sen bu kalemlerde yapılan harcamalardaki artışın Türkiye’de eğitim kalitesinin artması için katkı sağlamadığını ve yanıltıcı bir tablo çizdiğini öne sürmektedir.
Sonuç olarak başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ifadesi sayısal olarak doğrulanabilir olsa da eğitim harcamalarındaki artışın GSYH’e oranı ve harcamaların niteliksel yapısındaki eksiklikler göz önüne alındığında iddianın amaç-bağlam uyumu açısından tutarsız olduğunu söylemek mümkün.
Bu nedenle Davutoğlu’nun iddiasında kısmen doğruluk payı vardır.