(Almanya’da) bizim vatandaşımız, Türk kökenli 3,5 milyon seçmeni var

(Almanya’da) bizim vatandaşımız, Türk kökenli 3,5 milyon seçmeni var

Alman Parlamentosu’nun Ermeni Soykırımı ile ilgili tasarıyı onaylamasının Türkiye gündemine etkisi büyük oldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım, söz konusu tasarının Almanya’nın da sorunu olduğunu belirtti. Yıldırım sözlerinin gerekçesi olarak da Almanya’da Türkiye vatandaşı ve aynı zamanda Almanya’da seçmen olan 3,5 milyon kişinin olduğunu iddiasını ortaya attı.

Başbakan Yıldırım’ın iddiasını incelemek için öncelikle Almanya’da seçimlerde kimlerin oy verebildiğine bakalım. Almanya’da seçim sistemine göre, ulusal seçimlerde oy verme hakkı Alman vatandaşlarına ait. Parlamentonun sağladığı verilere göre Almanya’da bu şekilde oy verebilen 62 milyon seçmen mevcut. Yerel seçimlerde veya Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise AB vatandaşları da oy kullanabiliyorlar.

Almanya’nın resmi istatistik portalını incelediğimizde de, en güncel veri yılı olan 2014 yılı rakamlarına göre Almanya’da ebeveynlerinden en azından biri Türk olan 2 milyon 859 bin kişi yaşıyor.

Konuyla ilgili hazırlanmış bir rapora göre 2014 yılında bu kişilerin yarısı Türkiye vatandaşı idi. Yine Almanya’nın resmi istatistik portalından ulaştığımız bir veriye göre, Almanya’da kayıtlı bir şekilde bulunan Türk vatandaşı sayısı 1,5 milyon. Bu kişiler istatistiklere “yabancı nüfus” olarak giriyorlar. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi bu kişilerin oy verebilmesi için Alman vatandaşı olmaları gerekiyor.

Konuyla ilgili hem Türk hem de Alman kaynaklarında net ve güncel veri bulmak güç. Bu sebeple danıştığımız, Avrupa genelinde göç konusu ile ilgili birçok çalışma yapmış olan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayhan Kaya, Almanya’daki Türk kökenli seçmenlerin sayısının 1,4 milyona yakın olabileceği tahmininde bulunuyor.

Ancak tanımından bağımsız olarak Almanya’daki Türklerin sayısının 3,5 milyona ulaştığını ve bu kişilerin aynı zamanda Almanya’da seçmen olduklarını söylemek oldukça abartılı.

Sonuç olarak Başbakan Binali Yıldırım’ın iddiasında doğruluk payı yoktur.