Ahmet Davutoğlu Meclis Dışı Gelecek Partisi Genel Başkanı

’Herkesin kendi çocuğuna istediği adı verme hakkını 2003’te tanıdık.

2 Mart 2015 tarihinde T.B.M.M. 'de söylendi.
Okuma Süresi    8 Dakika
Konu : Politika

İsim Yasakları

Başbakan Ahmet Davutoğlu 2 Mart 2015’te düzenlenen AK Parti TBMM Grup Toplantısında dil ve kültür haklarıyla ilgili AK Parti iktidarı döneminde önemli kazanımlar sağlandığını belirtti. Davutoğlu 12 Eylül döneminde doğan kızına Arapça bir ad vermek istediği, ancak nüfus memurunun buna itiraz ettiği anekdotunu anlattı ve 2003’ten bu yana herkesin çocuğuna istediği adı verme hakkını tanıdıklarını iddia etti.

Analizimiz için son bir kaç yılda medyada yer bulan, çocuklarına dilediği ismi vermek isteyen, ancak bürokratik ve ya keyfi denilebilecek engellerle karşılaşan ebeveynlerle ilgili haberleri inceledik.

DROGBA, ALEX VE CHE GUEVARA BEBEKLER

Davutoğlu’nun işaret ettiği yabancı dildeki şahıs adlarıyla ilgili tarama yaparken ebeveynlerin hayranlık duydukları şahısların isimlerini çocuklarına vermeleriyle ilgili medyatik haberlere rastladık. Bunlar arasında arama motorlarında üst sıralarda yer alan popüler haberlerden bir kaçı şu şekildeydi:

Batmanlı Birgül-Nihat Turğut çifti 1 Eylül 2011’de doğan çocuklarına Ernesto Cheguevara Turgut adını verdi. Milliyet’te çıkan habere göre baba Nüfus Müdürülüğü’nde herhangi bir zorluk yaşamamıştı.

Engin-Leman Aktaş çifti ise 15 Aralık 2013’te doğan çocuklarına o dönem Galatsaray’da oynayan futbolcudan esinlenerek Doruk Drogba ismini vermişlerdi.

Hürriyet’in haberine göreyse Didem-Ramiz Ersoy çifti oğullarına eski Fenerbahçeli futbolcuya olan hayranlıklarında dolayı Engincan Alex ismini vermişler. Baba Ramiz Ersoy verdiği röportajda ‘x,q’ gibi Türkçe alfabede yer almayan harflerin kullanılmaması yönünde yasal bir yaptırımla karşılaşmadıklarını belirmiştir.

KÜRDİSTAN İSİMİ İÇİN YASAL MÜCADELE

Yukarıdaki örneklerde ebeveynler çocuklarına yabancı isimler verirken zorlanmadıklarını dile getirmişlerdir. Ancak aşağıda sıraladığımız örneklerde, o kadar şanslı olmayan bazı anne-babaların kimi zaman keyfi, kimi zaman ise yasal engellerle karşılaştıklarını görüyoruz.

Şanlıurfa’da yaşayan Elif-Yunus Toprak çifti 2011 Ağustos ayında doğan kızlarına Kürdistan ismini vermek istedi. Kamudan Haber Sitesinde yer alan habere göre ilk etapta gittikleri Hilvan Nüfus Müdürlüğü’nden Kürdistan isminin yazılı olduğu nüfus cüzdanını aldılar. Aynı gün içinde Nüfus Müdürlüğü bir hata yapıldığını ve ismin yasak olduğunu ileri sürdü. Kararı tanımayan anne-baba hakkında adliyeye suç duyurusunda bulunuldu. Kamudanhaber sitesinin olayın seyrini doğrudan aktarışı şu şekilde:

Şikayeti inceleyen Hilvan Cumhuriyet Savcılığı da ismin iptali istemiyle Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Şubat ayında görülen davanın duruşmasında mahkeme heyeti; anne ve babanın çocuğa yasalara uygun şekilde isim vermesi, verilen ismin ileride çocuğu ve toplumu rencide etmemesi gerektiği belirtildi. Mahkeme, ailenin ısrarcı olmasına rağmen duruşma sonunda; 'Davalının çocuğuna Kürdistan ismini vermesinin küçük çocuğu ileride toplum önünde rencide edeceği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yaşayan Türk vatandaşların da Kürdistan Toprak isminin manası dikkate alındığında rencide olacakları dikkate alındığında davalı Yunus Toprak'ın kızı Kürdistan isminin yörede sıkça kullanılan Helin olarak değiştirilmesine' şeklinde karar verdi.

Kızına verdiği ismin Helin olarak değiştirilmesini istemeyen baba Yunus Toprak, avukat Bekir Benek aracılığıyla yerel mahkemenin kararını temyiz ederek Yargıtay'a gönderdi. Dosyayı inceleyen Yargıtay 18'inci Hukuk Dairesi; Türk Medeni Kanunu ile çocuğa isim verme hakkının anne babaya ait olduğu ifade edilirken, ismin yabancı kökenli olmasının da değiştirilmesini gerektirmediğine işaret etti.

Yargıtay 18'inci Hukuk Dairesi'nin yerel mahkemenin kararını bozduğu ve oy birliği ile aldığı kararda şu ifadelere yer verildi:

"Her kişinin bir adı olması zorunlu kılınmıştır. Bu zorunluluk kişinin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir öğesini oluşturan adını özgürce seçmesi ve onurla taşıması için kendisine tanınmış bir temel kişilik hakkıdır. Bu hak Anayasa'da güvence altına alınmış, temel hak ve özgürlüklerden olup, her Türk yurttaşı eşit olarak yararlanır. İlgili yasalarda çocuğun adını koyma hakkı anne ve babaya aittir. Ayrıca adın yabancı kökenli olması da onun değiştirilmesini gerektirmez. Gerçek kişilerin ön adlarının düzenlendiği yasal mevzuat kapsamında söz konusu ismin tescilini ve kullanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca bu hakkın kullanılmasını ortadan kaldıracak şekilde mahkemece mevcut ismin silinerek yerine re'sen Helin isminin verilmesi hukuken mümkün değildir. Hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kararın bozulmasına oy birliği karar verilmiştir."

Yargıtay’ın emsal niteliğindeki bu kararına rağmen Kürdistan ismi ile ilgili medyada yer alan iki benzer hadise de 2014’de Urfa ve İstanbul’da yaşanmıştır. Referanslar kısmında detaylarına ulaşabileceğiniz her iki vakada da İlçe Nüfus Müdürlüklerinin Kürdistan ismini nüfus kayıtlarına geçirmemek konusunda keyfi zorluklar öne sürdükleri, ancak nihayetinde kabul etmek durumunda kaldıkları görülmektedir.

BERXWEDAN İSMİNE ‘X ve W’ YÜZÜNDEN İZİN YOK

Analizimizde dikkate aldığımız son örnek ise Özgür Gündem internet sitesinde yer alan habere dayanıyor. Sitede yer alan habere göre 2014 Eylül ayında dünyaya gelen bebeğine Berxwedan ismi vermek isteyen baba Suphi Kurt, İstanbul Bağcılar Nüfus Müdürlüğü yetkililerinin isimde x ve w harfleri geçtiği gerekçesiyle kabul edilemeyeceğini belirttiklerini ifade etmiştir. Habere göre bunun üzerine İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne giden babaya bu kez de Türkçe harfler kullanarak Kürtçe isim kullanabileceği yanıtı verilmiştir, bunun üzerine baba çocuğunun adını Şervan koymuştur.

KEYFİ UYGULAMALAR KANUNLARIN ÖNÜNE GEÇİYOR

Görüldüğü üzere yaptığımız basın taramasına göre hukuki kararlara rağmen yabancı isimlerin kullanılması konusunda ideolojik ve dışlayıcı bir boyuta ulaşan keyfi uygulamalar devam etmektedir. Alex-Berxwedan örneğinde olduğu gibi, her iki isimde Türkçe alfabede yer almayan harfler içerdiği halde Kürtçe olan ikinci ismin kullanılması Nüfus Müdürlüklerindeki memurların direnciyle karşılaşabiliyor. Bu durumda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun iddiasında ancak kısmen doğruluk payı vardır demek mümkün oluyor.

Sonuç olarak;

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun İddiasında Kısmen Doğruluk Payı Vardır.

Bu iddia kontrolüne dair itirazlarınız varsa bize ulaşabilirsiniz.
Yayın Tarihi:   2 Mart 2015 Son Güncelleme:   5 Mart 2015